25 Ağustos 2013 Pazar

PİTOZ(Göz kapağı düşüklüğü ) SINIFLAMASI

      

         Pitoz pekçok otör tarafından başlangıç yaşı temel alınarak konjenital ve kazanılmış olmak üzere iki grupta sınıflandırılır.
 Grabb’e göre konjenital pitoz;
·        Basit
·        Göz kapağı anomalileriyle birlikte
·        Oftalmoplejiyle birlikte
·        Sinkinetik ( Marcuss-Gunn)
         Konjenital pitozda levator kası az gelişmiştir ve  fonksiyonu kötüdür. Bu grupta levator kasının histopatolojisi    ile ilgili olarak varyasyonlar olsa da, temel patolojik lezyon muskuler distrofidir.     
 
         Kazanılmış  pitoz , basit bir sınıflandırma yapılamayan heterojen bir gruptur. 1980 yılında Beard ve Fox, Frueh kazanılmış pitoz oluşum mekanızması  ile ilgili geniş bir çalışma yapmışlardır . Bu çalışmada pitoz etyolojisine göre myojenik, aponerotik, nörojenik ve mekanik olmak üzere 4 gruba ayrılmıştır.  Grabb’e göre pitoz nörojenik, myojenik, travmatik, mekanik ve pseudopitoz olarak sınıflandırılabilir. Grabb’e göre pseudopitoz akkiz grupta yer  alır. Doktor Oğuz Kıç pitoz değerlendirilmesinde karşı göz kapağının durumunu da dikkate almaktadır. Graves hastalığı nedeniyle göz kapağının retraksiyonu pitozu  taklit edebilir. Enoftalmi de pitozu taklit edebilir. Kontralateral egzoftalmi, kapaktaki mekanik basınç (ödem, tm vb) çoğu zaman pitozdan ayırt edilemez. Ayrıca ekstraokuler kas fibrozisiyle beraber retraksiyon sendromları  globun  geriye retrakte olmasıyla beraber kapağın düşmesine neden olabilir. Pseudopitoz nedenlerini sınıflandıracak olursak; a) üst göz kapağına basınç yapan nedenler (ödem, tümör) b) enoftalmi ( blow-out fraktürü) c) hipotroidi d) kontralateral egzoftalmi e) kontralateral göz kapağı retraksiyonu f)enokulasyon sonrası pitoz g) yaşlılığa bağlı göz kapağı derisinin sarkması h) retraksiyon sendromları sayılabilir.
         Br. J: opthalmoloji dergisinin kasım 2002 sayısında çocuklarda pitoz etyolojisi   üzerine yayınlanan bir çalışmada tedavi edilen 340 hastanın sonuçları yayınlanmıştır. Buna göre; pitozun %82 unilateral,  %18’si bilateral ; etyolojisine bakıldığında myojenik %79, aponevrotik %5, nörojenik %11, mekanik % 2 sonuçları bulunmuştur.
         Başka bir çalışmada ( Clinics in plastic surgery- Mc Cord) akkiz pitozun en sık nedeni involüsyonel  aponevrotik pitozdur ve  vakaların % 40-50 nedenidir. Levator fonksiyonu iyi- mükemmel arasındadır. Ancak levator aponevrozun  anomalisi veya defektine bağlı  olarak anlamlı derecede pitoz vardır.
      
  Başka bir çalışmada (j. Fr Opthalmoloji –aralık 2005) 484 vakada pitoz etyolojisi incelenmiş ve yeni bir klasifikasyon yapılmıştır. Pitoz 5 gruba ayrılmıştır: Myojenik (%42), aponevrotik (%35.3), nörojenik (%6.8), mix grup (%15.9) ve pseudopitoz ( enoftalmus, göz kapağı tm, hipotroidi vb). Makalede  bu klafikasyonun klinik ve cerrahi kriterlere göre belirlendiği, hastalarda seçilecek cerrahinin belirlenmesinde pratik çözümler sağlaması açısından faydalı olduğu ifade edilmiştir.

        1. Myojenik pitoz  
·        Basit Konjenital Ptozis
·        Blefarofimozis Sendromu
·        Edinsel Kas Hastalıkları
           Myastenia Gravis
      Progresif Müsküler Distrofi
      Okülofaringeal Distrofi                           
          2. Aponörotik Pitoz
·        İnvolüsyonel aponörotik pitoz
·        Travmatik aponörotik pitoz
·        Postoperatif pitoz
          3. Nörojenik Pitoz
·        3.Sinir felci
·        Horner sendromu
·        Sinkinetik pitoz(Marcus-Gunn senromu)
          4. Mekanik Pitoz
·        Tümör,şalazyon
·        Trahom ve diğer skatrizan hastalıklar
·       Travma,yanık

         Basit konjenital pitoz:   Levator kasındaki gelişim distrofisi sebebiyle meydana gelir. Embriyolojik olarak levator kası superior rektus kasından gelişir. Gelişim sırasında herhangi bir duraksama pitoza neden olur. Pitoz unilateral ya da bilateral olabilir .   Yapılan kas biyopsilerinde , kaslarda fibrozis ya da çizgili kaslarda eksiklik ( muskuler distrofi ) gözlenmiştir. Levator fonksiyonu genellikle zayıftır. Bu nedenle levator rezeksiyonu veya tarsus- müller kas rezeksiyonu gibi cerrahi tedavi yöntemlerden çok fazla fayda görmez. Aşağı bakışta pitotik göz kapağı normal göz kapağına kıyasla minimal yukarıda kalmaktadır. Üst göz kapağındaki katlanma izi sıklıkla bulunmaz. Etkilenen çocuklarda yüksek oranda koexistent strabismus, ambliyopi ve anizometropi  gibi anomaliler görülebilir.  Astigmatizm ve anizometropi,  ambliyopi gelişiminde pitozdan   daha fazla katkıya sahiptir.

         Aust N Z J Opthalmol, kasım 2005 de  yayınlanan bir makalede; 65 hastada 80 pitoz vakasının cerrahi tedavi sonuçları anlatılıyor.  Hastaların yarısı fasia lata kullanılarak ,  %15’i mersilen mesh kullanılarak brow suspansiyon yapılmış, geri kalan  (% 35)  vakalarda ise levator rezeksiyon yapılmış. Hastaların %75’inde başarılı sonuçlar alındığı, ancak vakaların %25’inde ek prosedürlere ihtiyaç duyulduğu, Mersilen mesh kullanımına bağlı komplikasyonlar olduğu (ekspoze olma, granülom oluşumu), levator fonksiyonu kötü olan hastalarda rezeksiyon yerine brow süspansiyonun tercih edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Hastalar erken tedaviye alınmasına rağmen  %11’inde ambliyopi geliştiği, bu nedenle hastaların tespiti ve tedavisinde daha hızlı davranılması gerektiği ifade edilmiştir. Hornblass ve arkadaşları konjenital pitozu olan hastaların %19’unda ambliyopi saptamışlardır.

          Blefarofimozis sendromu:  Konjenital pitozun farklı bir formudur .                                             
 (Şekil-10) . Bu sendromun klinik özellikleri değişken derecelerde bilateral pitoz, telekantus ve epikantal foldtur.  Ayrıca alt ve üst göz kapağı kısalığı, konjenital ektropion, epikantus inversus ve glabellar bölgede düzleşme gibi eşlik eden anomaliler olabilir . Herediter geçiş söz konusudur.   OD geçişli olup, Asya populasyonunda daha sık görülür. Yapılan çalışmalarda  sendromlu hastaların  6p24 ve 3q23 kromozomlarında translokasyon  ve delesyon saptanmıştır. Konjenital pitozda olduğu gibi levator fonksiyonu zayıftır.                                          Hastaların yarısında ambliyopi görülür.

         Myastenia gravis: İskelet kasının nöromüsküler birleşim yerindeki terminal plaklarda bulunan post-sinaptik asetil kolin reseptörlerinin harabiyeti ile karakterize nadir görülen otoimmün hastalıktır. Bu hastalığın etyolojisi tam bilinmemekle birlikte   hastalığın ilk bulguları oftalmik semptomlardır. Genç kadın ve yaşlı erkekler daha sık etkilenir. Kadınlarda erkeklere oranla 2 kat daha sık görülür. Pitoz ve diplopi sık görülen semptomlardır ve hastaların yaklaşık %90’ında görülür. Yorgunluk ve yukarı bakışta daha da kötüleşen sinsi seyirli, bilateral ve asimetrik pitoz vardır. Myastenia gravis semptomları çoğunlukla değişkendir. Hastalarda fiziksel  aktivite sonrası veya günün sonunda klinik bulgular daha belirgindir. Hastalarda tekrarlayan hareketlerle aşağı ve yukarı bakış sonrasında levator kasında yorgunluk belirtileri gösterilmiştir. Hastalarda bu manevra sırasında ,  üst göz kapağında titreme ve pitozda belirginleşme görülür. 
Myastenia Gravis tanısında uyku testi, elektromyelogram, asetil kolin reseptör antikorları, iv  edrofonium uygulaması (tensilon testi) yer alır. Tensilon testi, Golnik ve arkadaşları tarafından bulunan MG tanısında çok değerli bir testtir. Myastenia gravis tedavisi genellikle medikal yapılır.  Myastenia gravis  tedavisinde oral immunsüpresif ajanlar, asetil kolinesteraz inhibitörleri, Plazmaferez, İntravenöz immünoglobülin ve timektomi   kullanılmaktadır. Medikal tedaviye yanıt vermeyen hastalarda cerrahi tedavi ile düzeltme sağlanır. Bir çalışmada ( Trans Am ophthalmoloji- kasım 2000) Bradley ve Colleagus, 16  MG hastaya frontal askı ve levator rezeksiyon tekniklerini  kullanmış ve hastaların % 87.5’nda başarılı bir düzeltme sağlamışlardır.


         Kronik Progresif Eksternal Oftalmopleji: Yavaş ilerleyen , her iki gözü  tutan pitoza neden olan progresif nörolojik bir bozuktur. Klinikte kendini yaygın pitoz, azalmış levator fonksiyonu, lagoftalmus, Bell’s fenomenin yokluğu, azalmış bazal gözyaşı sekresyonu ile gösterir. Hastalarda azalmış alt göz kapağı laksititesi nedeniyle ektropion, korneal ekposure görülebilir. Bu hastalarda fasiyal ve orofaringeal kaslar da tutulabilir. Tanı kas biyopsisi ile konur.

         Botulinum toxin: Botulinum toxin (botox), kas paralizisi yapan bir ajan olup; blefarospazm tedavisinde; estetik amaçlı lateral kantal, glabellar, alın bölgesi kırışıklıkların tedavisinde kullanılır. Estetik amaçlı kullanıldığında  frontal bölgedeki kaslara  enjeksiyon sırasında komplikasyonlar oluşabilir. Pitoz; Botox’un bir komplikasyonu olup, bir çalışmada  esansiyel blefarospazm nedeniyle botox yaptıran 1684 hastanın %11’inde görülmüştür. Bu hastalarda botoxun etkisi 3-4 ay sonra geçtiği için kendiliğinden pitoz düzelecektir.
        
         Aponörotik pitoz: Aponevrotik pitoz, normal levator kasından gelen gücün üst göz kapağına aktarılmasını kısıtlayacak şekilde levator aponörozundaki bir zayıflık nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Aponevrozdaki bu patoloji, yaşa bağlı (involüsyonel ), travmaya bağlı ya da cerrahi sonrası oluşabilir.

         İnvolüsyonel aponevrotik pitoz: Levator aponörozunu tutan yaşa bağlı
                                                        dejeneratif değişikler sebebiyle oluşur (Şekil-12) Aponevrozun ön tarsal tutunması defektlidir. Bu durum kapağın uzamasına ve pitoza neden olur.      Günün ilerleyen saatlerinde daha da kötüleşen pitoz görülür. Kaşın kompansatuar elevasyonuyla birlikte bulunan değişen derecelerde tek veya çift taraflı pitoz görülebilir. Levator fonksiyonu iyi-mükemmeldir. Tedavide levator rezeksiyonu  uygulanır.



         Travmatik aponevrotik pitoz: Levator kompleksine   olan direkt travma sonucu ortaya çıkar. Yaralanmanın olduğu anda ilk müdahale ile hasarlı levator onarılmalıdır. Eğer bu mümkün değilse, çocuklar dışında 3-4 ay beklenebilir. Pitoz kendiliğinden düzelebilir.    Eğer tarsal plate ile levator aponevroz bağlantısında şüphe varsa eksplorasyon yapılmalı ve bağlantı yeniden sağlanmalıdır.  Bağlantı sağlamsa   ve halen pitoz devam ediyorsa operasyon ile olası yapışıklıklar  tedavi edilmelidir.
         Postravmatik pitozun travma   etyolojik nedenleri nörojenik, myojenik olabilir. Akut durumda levator hasarı ödem nedeniyle gizlenebilir. Bu nedenle travma sonrası ödemin azalması, myonöral yapıların iyileşmesi için biraz beklemek gerekmektedir. Ödem geriledikten, skarlar  azaldıktan sonra pitoz onarımı yapılabilir.

         Postoperatif pitoz:  İntraoküler cerrahi sonrası postoperatif dönemde hastalarda pitoz gelişebilir. Operasyon  sırasında konulan dizgin sütürün  superior levator komplekste ya da doğrudan göz kapağında manipülatif travma sonucu levator aponörozunun ayrışmasına veya yapışma yerinden açılmasına sekonder ortaya çıktığı düşünülmektedir. Sıklıkla katarakt cerrahisi sonrası görülür. Glokom ve retina cerrahisi sonrası ise %5 hastada görülür. 

         Nörojenik Pitoz:  Levator kası 3. kranial sinir ( N. Oculomotoris) tarafından, Müller kası ise sempatik sinirler tarafından innerve edilir. Bu sinirlerle ilgili bir patoloji pitoza neden olur. Bu grupta 3. sinir felci,  Horner sendromu ve Marcuss-Gunn sendromu yer alır.
      
         Okulomotor sinir felci: Levator palpebralis superior kasının innervasyonunu 3. kranial sinir sağlar. Oculomotor sinir orbitaya girdiğinde superior ve inferior fasikül olmak üzere iki dala ayrılır. Superior dalı levator ve superior rektus kasını innerve ederken; inferior dalı medial rektus, inferior oblik ve pupili innerve eder. Oculomotor sinir ya da superior daldaki herhangi bir hasar pitoze neden olur. Oculomotor sinir lezyonlarında pitozle birlikte dilate abdukte bir göz mevcuttur. Dikkatli bir muayene ile 3. kranial sinir felci saptanabilir. Gençlerde etyolojide,    orbital , intrakranial tümörler ve intrakranial anevrizma değerlendirilmelidir.
         Yapılan fizik muayenede azalmış levator fonksiyonu vardır. Lateral rektus etkilenmediği için abduksiyon normaldir. Medial rektus tutulduğu için adduksiyonda kısıtlılık vardır, göz primer pozisyonda abduksiyondadır. Superior ve inferior oblikte zayıflama nedeniyle yukarı bakışta kısıtlılık, İnferior rektus zayıflığı nedeniyle aşağı bakışta kısıtlılık vardır. Pupil dilatedir ve kusurlu bir akomodasyon vardır.
         1981 yılında Beyer ve McCarthy kazanılmış 3. kranial sinir paralizi ile oluşan pitozun cerrahi tedavi sonuçları ile ilgili bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışmada pitoz tamirinde levator yerine frontal ve korrugator kasları kullanmışlardır. 1996 yılında Carter ve arkadaşları silikonla frontal askı yöntemini kullanmışlardır.


         Horner sendromu ( Okulosempatik felç):  Müller kası, servikal spinal zincirdeki sempatik sinirler tarafından innerve edilir. Bu liflerdeki herhangi bir bozukluk Horner sendromuna neden olur. Klinikte kendini   ipsilateral pitoz, sfinkter pupilla kasının karşısında bir güç olmadığı için myosis, inferior tarsal kastaki zayıflık sonucu  alt göz kapağının elevasyonu ve akomodasyon amplitütünde artma  görülür. (Şekil-13). Horner sendromu etyolojisinde lezyonun lokalizasyonuna göre pekçok neden görülebilir. Santral (1.nöron) lezyonlar; Beyin sapı hastalıkları (tm,vasküler lezyon), Siringomiyeli, Lateral Medüller Sendrom, Medulla spinalis tümörleridir. Pancoast tm, Karotis ve aort anevrizmaları , Malign servikal lenf nodülleri preganglionik (2. nöron) lezyonlarıdır. Postganglionik(3.nöron) lezyonlarına ; Migrenöz nevralji, Nazofarengeal tm, Otitis media, Kavernöz sinüste kitle örnek gösterilebilir.
         Müller kası göz kapağı elavasyonuna 2-3 mm’lik katkı sağlar. Bu nedenle Horner sendromunda hafif bir pitoz vardır. 1990 yılında Glatt ve arkadaşları Horner sendromunda pitoz tedavisi için müller muskulokonjonktival rezeksiyon (Putterman prosedürü) prosedürünü tanımlamışlardır.
        
         Marcuss-Gunn sendromu: Konjenital pitozların yaklaşık %5’ni oluşturur. Ağız açıldığında ya da çene ptotik gözün karşı tarafına doğru hareket ettirildiğinde göz kapağının retrakte olduğu görülür ( Şekil-14). Bunun nedeninin, Santral sinir sisteminde levator kası  ile 5.sinirden innerve olan eksternal pterygoid kas arasında anormal innervasyonlar olduğu düşünülmektedir.
          Bu sendromun   konvansiyonel tedavisinde levator eksizyonu ile refleks arkının kırılması ve fasia lata grefti ile brow süspansiyonu yapılmaktadır. 2002 nisan Ann Plast.Recons dergisinde yayınlanan bir makalede, sinkinetik refleks levator rezeksiyonu yapılmadan elimine edilmiş ve orbikularis oculi kas flebi kullanılarak dinamik bir süspansiyon sağlanmıştır. Postoperatif sonuçların fonksiyonel ve kozmetik olarak iyi olduğu ifade edilmiştir.

         Mekanik pitoz: Tümör, kist ya da genişlemiş lakrimal glandın üst göz kapağını aşağı itmesine bağlı ortaya çıkabilir. Birçok mekanik neden pitoza neden olabilir. Amyloidosisin lokalize olarak üst göz kapağını tuttuğu nadir görülür. Ancak tarsal konjonktivayı içerdiğinde ( Am J Ophthalmol. Haziran 1997- case reports) üst göz kapağında kalınlaşmaya ve pitoza neden olabilir.

         Blepharoşalasis, genellikle genç erişkinleri etkileyen üst göz kapağında tekrarlayan ağrısız şişlik  ile karakterize olan bir pitozdur. Collin yayınladığı bir makalede, 30 hastada bu sendromu deri fazlalığı, lakrimal gland prolapsusu ve yağ herniasyonu olarak tanımlamıştır.  Tedavide fazla cildin çıkarılması, prolabe olan lakrimal glandın  ve beraberinde pitozun  düzeltilmesi yapılır.




        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder